Yılanları Öldürmek Sevap mıdır?
Soru 2) “Kim yılan görür de öldürmezse bizden değildir.”, “Bir yılan öldürene on hasene vardır.” hadisleri hakkında ne dersiniz? Gerçekten yılan öldürmek sevap mıdır? Bizim buralarda böyle bir inanç vardır? Ne dersiniz?
Cevap 2) Gerek konular arasına serpiştirilerek gerekse müstakil babalar halinde, kaynaklarda, yılanlarla ilgili oldukça bol rivayetler yer almaktadır. Ancak biz burada söz konusu rivayetleri tek tek ele alıp değerlendirmeye girmeyeceğiz. Konuyu yansıtan birkaç rivayete yer verip yılanların öldürülmesi ile ilgili bir kaç noktaya temas ederek soruya cevap vermeye çalışcağız.
Öncelikle bir peygamber, soruda yer aldığı gibi sebepsiz ve kayıtsız bir üslupla bir canlı türünü öldürmeyi emretmez. Bu durum onun bütün âlemlere ve kâinata rahmet olarak gönderilişine ters düşer. O, ağacın altında dinlenmekte olan bir ceylanı rahatsız etmemek için ordunun güzergâhını değiştirip yanı başına bekçi dikecek, bir kuşun yuvasını bozanı cezalandıracak, devesine ağır yük yükleyene nasihat edecek, sırf spor olsun diye keyfi olarak avlanmayı yasaklayacak kadar merhametlidir. Ne kadar yırtıcı olursa olsun muzır olmayan hiçbir canlının öldürülmesine müsaade etmemiştir. Sebepsiz ve istisnasız bir şekilde bir canlı türünü yok etmeye kalkmak, -hâşâ- “Ya rabbi, bu canlıyı boşuna yarattın!” demek gibi bir şey olur. Hiçbir canlı boşuna yaratılmadı ve her canlının bu kâinatta ifa ettiği bir görev vardır. O halde peygamber mutlak şekilde yılanların öldürülmesini emretmez. Buna göre muzır olmayan, zarar vermeyen, ya da zararından korunma imkânı olan bir hayvan öldürülmez.
Mutlak ve istisnasız öldürmeyi emreden rivayetler ya asılsızdır, peygambere ait değildir; ya onda zapt kusuru vardır veya eksik nakletme söz konusudur. Ayrıca bir konu hakkında bir kanaate varabilmek için o konu ile ilgili rivayetlerin tamamını bir arada görmek gerekiyor. Bu yola başvurduğumuzda rivayetlerin çoğunda istisna söz konusu olduğu, saldırma tehlikesi karşısında sadece zehirli yılanların öldürülmesi emredildiği, evlerde insanlarla beraber yaşamalarına rağmen zararsız olanların öldürülmesi ise yasaklandığı görülmektedir.
Demek ki burada amaç yılanların kendileri değil, zararlı yani zehirli olup olmadıkları ve saldırma tehlikesinin varlığıdır. Çünkü bu yılanların zehri kurbanlarını rahatlıkla ya felç etmekte veya öldürmektedir.
Burada şunu ifade etmek gerekir ki, hiçbir yaratık insandan değerli değildir. Yüce Allah yaratıkların en üstünü, en şereflisi olarak insanı yaratmış, kâinatı emrine vermiştir. Ona hiçbir şeyin, hem cinsinin dahi zarar vermesini istemez. Bu manada onlarca koruyucu emir ve cezalar koymuştur. İnsanın insana yüz ekşitmesini dahi yasaklamıştır. O (c.c.) en küçük hain bakışları dahi bilmekte ve değerlendirmektedir.
İnsan Allah’ın şah eseridir. Değil canlısına, ölüsüne dahi zarar verilmesini yasaklamıştır. Her canlının ekolojik denge içerisinde mutlaka belli bir görevi vardır; fakat insana zarar verecekse, ona muzır olmuşsa; evine tecavüz eder, hayatını tehdit ediyorsa, cinsinin tamamını değil, fakat canını korumak için saldıranı öldürmeye müsaade etmiştir.
Düşünün zehirli bir yılan evinize girse ve öldürmekten başka kurtulma çareniz yoksa ne yaparsınız?!. Dolayısıyla hadislerdeki yılanları öldürme emirlerini bu çerçevede değerlendirmek gerekir.
“Kim yılan görür de öldürmezse bizden değildir” ifadesi mutlak manada ele alındığında, doğru değildir. Ancak zehirli bir yılan yerleşim alanlarına girer ve birileri onu görüp de öldürmediği veya haber vermediği takdirde gidip birilerine sokup ölümüne sebep olacaksa, görenin bu vurdumduymazlığı affedilecek bir durum değildir. Müslüman Müslüman kardeşini her türlü tehlike ve zararlardan korur. Bu hem insanlığın hem Müslümanlığın bir gereğidir.
Bazı Rivayetler Şöyledir:
1) Taberânî soruda yer alan rivayete benzer ifadelerle şöyle bir rivayet nakleder: “Yılanların tümünü öldürünüz. Kim yılanı intikam alır korkusuyla serbest bırakırsa bizden değildir.”[1]
Heysemî bu rivayetin senedinde Dâvûd b. Abdulcebbar’ın yer aldığını ve bu kişinin zayıf olduğunu belirtmektedir.[2] Bu rivayette sıkıntı “tümünü öldürünüz” şeklinde, öldürmenin istisnasız ifade edilmesidir. Zira bu haliyle diğer riayetlerle çelişmektedir. Çünkü onlarda istisna söz konusudur.
2) Sâlim, İbn Ömer’den naklettiğine göre Nebî (sav) şöyle buyurdu: “Yılanları öldürünüz. Özellikle sırtında iki çizgi bulunanı ve ebteri/engerek yılanını öldürünüz. Çünkü o ikisi göze zarar verir, hamile kadının çocuğunu düşürtür. Kim onları öldürmezse bizden değildir.”[3] Aynı rivayet Buhârî’de Hz. Aişe’den nakledilmektedir.[4] Zührî, “öldürülmesi emredilen bu iki yılanın zehirlilerden olduğunu zannediyoruz” demektedir.
Rivayette belirtilen öldürme sebeplerinden söz konusu yılanların zehirli ve zararlı oldukları; ayrıca dağda bayırda yaşayanlar değil, evlere, evlerin bahçe ve çardaklarına giren yılanlar olduğu anlaşılmaktadır. Yani birilerine sokma tehlikesi vardır.
3) Abdullah b. Ömer, “Bir yılan gördüm mü onu öldürmeden bırakmaz oldum. Bir gün evlerde yaşayan yılanlardan birini kovalarken yanımdan Zeyd b. Hattâb veya Ebû Lübâbe geçiyordu. Ben hâlâ yılanı kovalıyordum. Bana; “Yavaş ol Ey Abdullah!” dedi. Ben; “Resûlüllah (sav) onların öldürülmesini emir buyurdu”, dedim. O, “Resûlüllah (sav) evlerde yaşayan yılanları öldürmekten nehiy buyurdu”, dedi.[5]
Bu rivayet de Hz. Peygamber’in her yılanın öldürülmesini emretmediği görülmektedir.
4) Abdullah şöyle bir olay nakleder: Peygamber (sav)’le birlikte mağarada idik. Ona Mürselât sûresi indirilmiş, biz de bu sûreyi onun ağzından taze taze alıyorduk. Birden üzerimize doğru bir yılan çıka geldi:
“Onu öldürün!” dedi. Biz de öldürmek için davrandık, fakat yılan biz davranmadan önce kaçtı. Bunun üzerine Resûlüllah (sav): “Allah sizi onun şerrinden koruduğu gibi, onu da sizin şerrinizden korudu.” buyurdu.[6] Bu da zarar vermesinden emin olunan bir yılana sırf yılan olduğu için öldürülemeyeceğini göstermektedir.
Sonuç: Hadislerde yılanların öldürülmesi mutlak ve istisnasız emredilmemiştir. Soruda belirtilen kanaatler yanlıştır, İslam’a mal edilemez. Yılan öldürmek sevap olamaz. Bu kanaatler, rivayetlerin farklı üslup ve ifadelere sokulup yanlış değerlendirilmelerinden kaynaklanmaktadır. Bu gibi asılsız rivayetlere dayanarak ya da yanlış değerlendirmelerle Hz. Peygamberi hayvanlara karşı acımasız göstermek doğru değildir, vebaldir.
***
[1] Et-Taberânî, el-Mu’cemu’l-kebîr, II, 335.
[2] El-Heysemî, Mecmeu’z-zevâid, IV, 69, no. 6121.
[3] Et-Taberânî, el-Mu’cemu’l-kebîr, XII, 310.
[4] Buhârî, Bed’u’l-halk 14, (I, 484, no: 418).
[5] Müslim, Selam 128, 130, 131.
[6] Müslim, Selam 137.