RSS

Günlük arşivler: Aralık 11, 2007

Onuncu Hadis/Temizliği İbadetleştiren Din: İslam!

Onuncu Hadis

“‏ إِذَا جَاءَ أَحَدُكُمُ الْجُمُعَةَ فَلْيَغْتَسِلْ ‏”‏‏.‏

“Sizden biriniz Cuma namazına geldiğinde yıkansın (boy abdesti alsın)”

[Buharî, Cumua 2]

Temizliği İbadetleştiren Din: İslam!

 “Gusül boy abdesti” ve “Cuma namazı” ifadeleri bu hadisin anahtar terimleridir.

İnsan manevi arınmaya giderken maddi arınmak anlamına gelen beden temizliğine de dikkat etmelidir. Müslümanların haftalık bayramı olan Cuma namazına gittiğinde üstüne başına dikkat ettiği gibi beden temizliğine de dikkat etmelidir.

Aslında herkesin bir Cuma elbisesi olmalı Cumaya gittiğinde her günden daha farklı bir gün olduğunu beden diliyle de ihsas ettirmelidir. Çünkü Cuma, haftalık buluşma günüdür; İslam’ın cemaate ve birliğe verdiği önemin bir göstergesidir. Cuma sayesinde insanlar birbirleriyle haftada bir kez yüz yüze görüşme, hal hatır sorma imkânına kavuşabilmektedir. Cumaya gelmeyen komşunun neden gelmediğini sorma, derdine muttali olma imkânına kavuşur. Üzerine düşen komşuluk görevi varsa, onu yerine getirir.

Aslında bu hadiste söz konusu edilen temizlik duyarlılığını, sadece yanındakilere rahatsızlık vermemek açısından ele almamak gerekir. Öncelikle maddi temizliğin önemine vurgu yapılmış olmakla beraber Allah’ın huzuruna çıkan birinin manevi temizliğine de dikkat etmesi gerektiği anlaşılmaktadır. Önemli birinin huzuruna çıkıldığında üst ve başa, temizlik ve kıyafet düzgünlüğüne ne kadar özen gösterildiği ortadadır. Kâinatın yaratıcısının huzuruna çıkmak her şeyden daha çok özen gösterilmesi gereken bir husus olduğunda ise şüphe yoktur. Çünkü namaza durmak manen Allah’ın huzuruna durmaktır. Namaza dururken maddi ve manevi temizliğe gösterilen hassasiyet, Allah’ın huzuruna çıkma bilincinin ve buna ne kadar önem verildiğinin ifadesidir. Bu hassasiyet, ibadete konsantre olmaya, böylece de ibadet zevkini tatmaya en uygun bir yöntemdir. Şüphesiz maddi hassasiyetler manevi duyguları güdüler, onları harekete geçirir.

Cuma namazına giden birine gusül boy abdesti alma tavsiyesinin bir boyutu yanındakilere rahatsızlık vermemeyi öngörürken, bir boyutu da verilecek bu rahatsızlık sonucu kişinin kendini ibadet ve kulluğun manevi hazzına ulaştıracak konsantrasyonunu bozmamayı öngörmektedir. Görüldüğü gibi İslam inancına göre, ter kokuları ile dahi olsa, çevreyi rahatsız etmek, bir hak ihlali olarak kabul edilmektedir.

Burada iki durum söz konusudur. Birincisi İslam dininin temizliğe verdiği önem; diğeri de namazda huşûa/kendini en iyi şekilde namaza vermeye verilen önem.

Görüldüğü gibi İslam temizliği ibadetleştirmiştir. Dolayısıyla İslamiyeti ‘temizliği ibadetleştiren din’ olarak ifade etmek yanlış olmaz. Her şeyden önce günde beş vakit namaz kılmak, buluğa ermiş her Müslümana farzdır. Her namazın başında abdest alacak olsa, günde en az beş kez ellerini, yüzünü, ayaklarını yıkamak zorundadır. Bunun ön hazırlığı da düşünülecek olursa, abdest almadan önce ‘hadesten taharet’ diye ifade edilen ‘cünüplükten temizlenmiş’ ve ‘necasetten taharet’ diye ifade edilen her türlü maddi pislikten temizlenmiş olması gerekir. Üstelik zaruretler dışında tuvalet temizliğini de mutlaka su ile yapması gerekir. Kâğıt veya başka bir şeyle yapılan silinme kâfi değildir. ‘Cünüplükten arınmışlık’, ‘abdest öncesi taharet’ ve ‘abdest’ yan yana getirildiğinde ve bunların da İslam Dininin en önemli ibadeti olan ve günde beş kez tekrarlanan namaz kılabilmenin ön şartı olarak yapılmış olması hesaba katıldığında, İslam’ın temizliğe verdiği önemi ve temizliği ibadetleştirdiğini görmek daha kolay olacaktır. Eğer Müslümanlar arasında Temizlik adına bir eksiklik söz konusu ise, bu, İslamiyetin değil, Müslümanların dinlerini iyi bilmemeleri, ya da ona gereken değeri vermemelerinden ileri gelmektedir. Buna dikkat etmeyenler, dinleri adına vebal altında olduklarını unutmamalıdırlar. Beden dilleri ve eylemleri ile bu manada İslam’a zarar verecek olurlarsa, bunun vebali büyüktür. Müslüman beden dili ile bile itici değil, çekici olmalıdır. İnsan, hayata geniş baktığında sorumluluklarının ne kadar olduğu ve her alanda ne kadar hassas davranması gerektiğini daha iyi görür. Evde çocuklarına örnek olurken, dışarıda da herkese örnektir/örnek olmalıdır. Kötü şeylere değil, her zaman iyi şeylere önayak olmalıdır. Yaptığı bir yanlışlıktan dolayı birini etkiliyorsa, kötülük sadece kendinde kalmıyor, başkalarına da yansıyor.

Sonuç olarak Müslüman, rabbinin huzuruna çıktığında maddi ve manevi temizliğine dikkat ettiği kadar, çevreyi rahatsız etmekten, onların konsantrasyonunu/huşûunu bozacak hâl ve hareketlerden de uzak durmalıdır. Huşûu bozulan birinin isticâbe/dua ve ibadetlerin kabule layık görüldüğü manevi atmosferi yakalaması mümkün değildir.

11. 12. 2007

Doç. Dr. Cemal AĞIRMAN

E-mail: cemalagirman@hotmail.com

        agirmancemal@gmail.com

 
4 Yorum

Yazan: Aralık 11, 2007 in • Hadis Yorumları